14 Mart 2016 Pazartesi
vor dem gesetz
İlk kez 1915'te haftalık dergi selbstwehr'de
yayımlandıkdan sonra kafka tarafından 1918 tarihli ein landarzt öykü seçmesine
alınmıştır. kutsal kitaplardan alışık olduğumuz parabel yani mesel formundadır,
içerik açısından ise paradoksal yapısı sebebiyle koanları andırır.
8 Mart 2016 Salı
Pianomania
“ton nefes almıyor.” diye yakınıyor, dünyaca ünlü
piyananist pierre-laurent aimard; tona nefes aldıracak kişi ise yanında onu
dikkatle dinlemekte. steinway & sons’ın baş piyano teknikeri stefan
knüpfer’in pierre-laurent aimard’la, bach’ın füg sanatı (die kunst der füge)
adlı eserinin kayıtları için yaptıkları, bir yıla yayılan işbirliğini merkeze
alan film; knüpfer’in lang lang, buchbinder*, brendel* başta olmak üzere üst
düzey virtüözler ve klasik müziğe mizahi bir açıdan yaklaşan richard hyung-ki
joo, aleksey igudesman ikilisiyle yaptığı çalışmalarla zenginleşirken bir
piyano akortçusunun, zanaatla sanat arasında gidip gelen mesleğini en üst
düzeyde icrasına tanıklık ediyoruz.
knüpfer’in görevinin akordu kaçmış bir piyanoyu
çalınabilir hâle getirmek üzere telleri gevşetip germekten ibaret olduğu
sanılmasın. işe, kendilerine özgü kişilikleri ve seri numaralarından oluşan
adları olduğunu öğrendiğimiz piyanolardan, çalınacak parçalara ve piyanistin
vizyonuna uygun olanları önermekle başlayan knüpfer, piyanistlerin; bir notanın
tınısının sona doğru açılması veya kapanması ya da ikisini de aynı anda
yapması, her notanın aynı renk olması ya da bir gökkuşağını andırması gibi bize
göre uçuk, onların dile getirişlerine bakılırsa gayet anlaşılır ve doğal
taleplerini; konser salonunun kimi fiziksel özelliklerinin ve salonun bulunduğu
şehrin ikliminin de dâhil olduğu pek çok etkenin yoluna çıkardığı engelleri,
yaratıcı modifikasyonlarla aşarak, en ince ayarlamalarla karşılamak zorunda.
özellikle, tam her şey yoluna girdi dendiği anda bir soruyla çıkagelen
aimard’ın, titizliğin sınırlarının zorlandığı, bir notanın hoşa gitmeyen tonu
yüzünden her şeyin baştan alındığı kayıt seanslarında, piyano akortçusunun
yaratım sürecinin ne denli aktif bir katılımcısı olduğu iyice açığa çıkıyor.
neyse ki sonunda aranan, o hem ifade dolu, hem ketum ton bulunuyor da aimard’ın
bir sonraki huysuzlanmasına kadar kayıtlara devam edilebiliyor.
kuyruklu konser piyanoları ve ele geçmeyen, geçtiği
anda kaybedilen kusursuz tonla ilgili bir film bu. filmin daha önce başka
belgesellerde de birlikte çalışmış yönetmenleri robert cibis ve lilian franck
yalnızca meraklısını ilgilendireceği düşünülen bir konuyu mizahi ve canlı bir
kavrayışla anlatmayı başarıyorlar. öyle ki, sürekli üstesinden gelinmesi
imkânsız görünen yeni bir görevi tamamlamak üzere koşuşturan knüpfer’in peşi
sıra seğirten seyirci, müziğe yönelik tutkulu bir sevgi ve mükemmeliyetçiliğin
-akortçunun, “neden piyano çalmayı bırakıp alanında uzmanlaştığı” sorusunu
yanıtlarken ima ettiği gibi- belki de delilikle buluştuğu o hassas noktaya
çekildiğini duyumsuyor.
sezar
bir lakap değil, roma imparatorlarının kullandığı
unvandır. en son fatih sultan mehmet tarafından kayser-i rum (yani ceasar of
rome) şeklinde kullanılmıştır.
kökeni julius caesar'a dayanmakla birlikte
sezaryenden gelmez. julius caesar'ın sezaryenle doğduğu iddialarının gerçeği
yansıtmamaktadır, çünkü o dönemde sezaryen yapılan kadınlar ölüyorlardı, julius
caesar'ın annesi aurelia cotta'nın ise oğlunun yetişkinliğine kadar yaşadığı
bilinmektedir. aksine sezaryen sözcüğü sezardan gelmektedir. sezaryen yöntemi
hukuki olarak ilk kez krallık yasası anlamına gelen lex regia'da düzenlenmişti.
zamanla sezar adı imparatorluk unvanı olarak kullanılmaya başlanınca, yasanın
adı imparatorluk yasası anlamına gelen lex caesarea olarak değişti ve büyük
ihtimalle romalılar'dan yıllar sonra söz konusu tıbbi prosedür hukuki
dayanağını ilk kez bulduğu yasanın adıyla anılmaya başlandı.
6 Mart 2016 Pazar
This Place Hotel
the jacksons’ın triumph albümünden çıkardığı, can
you feel it’ten sonraki ikinci hiti. asıl adı heartbreak hotel’ken elvis’inki
ile karıştırılmaması için değiştirilmiştir. söz, müzik ve düzenleme bizzat
michael jackson’a aittir ve güvensiz bir atmosferin hâkim olduğu sözleriyle
billie jean’i önceler. şarkının bütününe baktığımızda ise yalnızca billie
jean’i değil bütün o akıl almaz kariyeri müjdelediğini görürüz. bu gizli
michael jackson hazinesi the jacksons'ın popüler bir konser şarkısı olduğu gibi
mj’in ilk solo turnesi bad world tour’da da kendine yer bulmuştur.
the jacksons zamanından bir canlı performans:
http://www.youtube.com/watch?v=0klllseazgg
Sanat
kafkaesk tanımı şu şekilde yapılmış:
varmak istediğim son amaç bakımından kendimi
yokladım mı, doğrusu iyi bir insan olmak ve en yüce mahkemenin buyruklarını
yerine getirmek için çaba harcamadığımı, buna düpedüz karşıt bir davranışla tüm
insan ve hayvan toplumunu kuş bakışı görebilmek, temel zevklerini, isteklerini
ve ahlaksal ideallerini tanıyıp bunları basit kurallara indirgemek ve ilgili
kurallar doğrultusunda elden geldiğince kısa sürede kendimi geliştirip düpedüz
herkesin beğenisini kazanmak gibi bir eğilimle donatıldığımı görüyorum; öyle ki
(tutarsızlık burada başlıyor) genellikle şahsıma karşı beslenen sevgiyi elden
çıkarmadan, sonunda cehennem ateşinde kızartılmayacak tek günahkar kimliğiyle
içimdeki bayağılıkları herkes önünde sergileyebileyim. yani özetlersen benim
için önemli olan insanların mahkemesidir; üstelik bu mahkemeyi de yanıltmak
istiyorum, ancak yalana dolana başvurmadan. franz kafka briefe an felice
wenn ich mich auf mein endziel hin prüfe, so ergibt
sich, dass ich nicht eigentlich danach strebe, ein guter mensch zu werden und
einem höchsten gericht zu entsprechen, sondern, sehr gegensätzlich, die ganze
menschen- und tiergemeinschaft zu überblicken, ihre grundlegenden vorlieben,
wünsche, sittlichen ıdeale zu erkennen, sie auf einfache vorschriften
zurückzuführen, und mich in dieser richtung möglichst bald dahin zu entwickeln,
dass ich durchaus allen wohlgefällig würde, und zwar (hier kommt der sprung) so
wohlgefällig, dass ich, ohne die allgemeine liebe zu verlieren, schließlich,
als der einzige sünder, der nicht gebraten wird, die mir innewohnenden gemeinheiten
offen, vor aller augen, ausführen dürfte. zusammengefaßt kommt es mir also nur
auf das menschengericht an und dieses will ich überdies betrügen, allerdings
ohne betrug.
le coeur supplicie
arthur rimbaud'dan sevgilerle.
mon triste cœur bave à la poupe…
mon cœur est plein de caporal !
ils y lancent des jets de soupe,
mon triste cœur bave à la poupe…
sous les quolibets de la troupe
qui lance un rire général,
mon triste cœur bave à la poupe,
mon cœur est plein de caporal !
ithyphalliques et pioupiesques,
leurs insultes l’ont dépravé ;
à la vesprée, ils font des fresques
ithyphalliques et pioupiesques,
ô flots abracadabrantesques,
prenez mon cœur, qu’il soit sauvé !
ithyphalliques et pioupiesques
leurs insultes l’ont dépravé !
quand ils auront tari leurs chiques,
comment agir, ô cœur volé ?
ce seront des refrains bachiques
quand ils auront tari leurs chiques
j’aurai des sursauts stomachiques :
si mon cœur triste est ravalé !
quand ils auront tari leurs chiques
comment agir, ô cœur volé ?
işkence edilen yürek
kederli yüreğim salya sümük güvertede,
yüreğim asker sigarası izmariti dolu:
çorba artıklarını fırlatırlar oraya bile,
kederli yüreğim salya sümük güvertede:
bir küfür tufanı eratın ağzında bilmece
gülerler durmadan kahkahaları sulu mu sulu,
kederli yüreğim salya sümük güvertede,
yüreğim asker sigarası izmariti dolu!
maslahatlar alesta kalıp çekmeye hazır
baştan çıkarır yüreğimi küfür hazretleri.
dümende dalga geçerler tepeden tırnağa hınzır,
maslahatlar alesta kalıp çekmeye hazır,
ey büyüleyici dalgalar o sayenizde paklanır,
alın yüreğimi yıkayın, bilsin temizliği!
maslahatlar alesta kalıp çekmeye hazır,
baştan çıkarır yüreğimi küfür hazretleri!
küfürleri bitip tütünleri de tükenince
ne yapacağım ben, ah çalınmış yüreğim?
hıçkırık olacaklar hepsi meyhane türkülerinde
küfürleri bitip tütünleri de tükenince,
bir meydan savaşı başlayacak zavallı midemde
yüreğim örselenmiş dalım kırılmışsa benim,
küfürleri bitip tütünleri de tükenince
ne yapacağım ben, ah çalınmış yüreğim?
(çeviri: özdemir ince)
the tortured heart
my sad heart drools at the poop,
my heart full of tobacco juice:
they squirt on it their jets of soup,
my sad heart drools at the poop:
beneath the jeers of the troop
who burst forth with a general laugh
my sad heart drools at the poop,
my heart full of tobacco juice.
standing phallic and soldierlike
their insults have depraved it
at vespers they make frescoes
standing phallic and soldierlike
o waves, abracadabrantesque
take my heart, let it be saved
standing phallic and soldierlike
their insults have depraved it
when they've exhausted their quids,
how shall we act, o stolen heart?
there will be drinking songs
when they've exhausted their quids
my stomach will heave
if my sad heart is gobbled down
when they've exhausted their quids
how shall we act, o stolen heart?
(translation: holly tannen)
rimbaud bu şiire ilk defa "voyant"
kuramını açıkladığı lettre du voyant olarak adlandırılan iki mektuptan
öğretmeni georges izambard'a yazdığı 13 mayıs 1871 tarihli olanında yer
vermiştir.(diğeri izambard'ın arkadaşı şair paul demeny'ye 15 mayıs 1871'de yazılmıştır.)
demeny'ye gönderilen 10 haziran 1871 tarihli mektupta ise le coeur du pitre
(palyaçonun yüreği) adıyla yer alan şiirin ayrıca le coueur vole (çalınmış
yürek) adlı ve bazı sözcükleri değiştirilmiş bir versiyonu daha vardır.
şiirde paris komünü anlatılmaktadır. rimbaud'nun
komüne katılıp katılmadığı kesinlik taşımamakla birlikte bazı yorumculara göre
bir itiraf niteliği taşıyan şiir rimbaud'nun komünde yaşadıklarına tanıklık
etmektedir.
Sakal Makal
sakal makal yahut
Bedri Rahmi Eyüboğlu |
aferin oğlum ahmet
bu yolda devam et
herifçioğlu sen mişel'de koyuvermiş sakalı
neylesin bizim köyü, nitsin mahmut makal'ı
esmeri, sarışını, kumralı, kuzgunî karası
cebinde dört dilberin telefon numarası
bir elinde telefon, bir elinde kesesi
uyyy!.. yesun onu nenesi
yesun oni nenesi
Mahmut Makal |
Fransa’ya yeni gitmiş olan Bedri Rahmi bir grup Türk aydınıyla buluşur. kendisine Türk edebiyatındaki gelişmelerin sorulması üzerine o sıralar bizim köy romanıyla büyük sükse yapmış olan Mahmut Makal'dan bahseder ve bir bakanın "ben, köyü Mahmut Makal'dan öğrendim" sözlerini alıntılar. O sıralar Avrupa’daki Türk aydınları arasında adet olduğu üzere sakal bırakmış olan bir diğeri Bedri Rahmi’nin bu coşkulu yaklaşımını eleştirir ve kalkar gider cafenin köşesindeki telefonla konuşmaya başlar. Şiir bu olay üzerine yazılmıştır. Söz konusu herifçioğlu ise Kıbrıs harekatı sırasında Dışişleri Bakanı olan Turan Güneş’ten başkası değildir.
Turan Güneş |
Abbas Yolcu
Attila İlhan'ın, zamanında Varlık'ta yayınlanmış gezi yazılarını topladığı kitabı. ilk
yarısı Türkiye ikinci yarısı yurt dışı gezilerinden oluşur. şairin ilk
işlerinden olduğundan dili henüz hamdır, bir üslup arayışı sezilir, ama o
biliğimiz attila ilhan şiiri kulaklara ıslak bir ıslık gibi saplanır, şahane
serseri yollara düşer, ömer haybo bursa otellerinde siftinirken bir büyük şair,
paris'in göklerindeki yağmur hazırlığı gibi bulut bulut hazırlanmaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)